Vasiyetnamenin İptali
Vasiyetnamenin iptali davası, mirasbırakan tarafından yapılmış geçersiz bir ölüme bağlı tasarrufun (vasiyetnamenin) tamamını veya bir kısmını mahkeme kararıyla hükümsüz hale getirilmesini amaçlar. Vasiyetname, kanunda sayılan ehliyetsizlik, irade sakatlığı, hukuka/ahlaka aykırılık veya şekil eksikliği gibi bir sebeple sakat olsa bile, kendiliğinden hükümsüz hale gelmez. İlgili kişilerin, kanunda öngörülen hak düşürücü süreler içerisinde mahkemeye başvurarak iptal davası açması ve mahkemece iptal kararı verilmesi zorunludur. İptal davası sonucunda verilen karar, vasiyetnamenin hüküm ve sonuçlarını geçmişe etkili olarak sona erdirir. İptal edilene kadar sakat olsa bile vasiyetname, geçerli bir şekilde hüküm ve sonuç doğurmaya devam eder.
İptal Sebeplerinin Sınırlı Sayıda Olması
Türk Medenî Kanunu (TMK) m. 557’de vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır, Kural olarak, anılan hüküm dışında bir nedenle vasiyetnamenin iptali istenemez ve hakim bu nedenlerle bağlıdır.
TMK m. 557’ye göre iptal sebepleri şunlardır:
- Tasarruf mirasbırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa (Ehliyetsizlik).
- Tasarruf yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa (İrade Sakatlıkları).
- Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlaka aykırı ise.
- Tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa (Şekil Eksikliği).
Örneğin, vasiyet alacaklısının mirasbırakandan önce ölmesi olgusuna dayanılarak vasiyetnamenin iptali istenemez. Bu durum, vasiyetin yerine getirilmesi davasında itiraz olarak ileri sürülebilir (Y. 3. HD, 28.02.2011 T., E. 2010/19745, K. 2011/2854).
Vasiyetnamenin İptal Sebepleri ve Yargıtay Uygulaması
Ehliyetsizlik (TMK m. 557/b. 1)
Vasiyetname yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip olmak ve 15 yaşını doldurmuş olmak şarttır.
Ayırt etme gücünün yokluğu iddiası halinde, meselenin çözümü için uzman bilirkişi (Adli Tıp Kurumu) yardımıyla rapor alınması gerekir. Ayırt etme gücünün belirlenmesi, özel ve teknik bilgi gerektiren nispi bir kavramdır.
Yargıtay, ayırt etme gücünün tespiti konusunda şu hususlara dikkat çekmektedir:
- Mahkemece, tarafların gösterecekleri tüm delillerin toplanılması, tanıklardan açıklayıcı, doyurucu somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta müşahede kağıtları, film ve grafilerinin eksiksiz getirilmesi zorunludur.
- Vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte murisin fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması şarttır. Tanık beyanları, durumun saptanmasında nazara alınabilecek birer veri niteliğindedir.
- Eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirir. Örneğin, murisin tüm hastane kayıtlarının, film ve grafilerinin getirtilip, vasiyetname tarihinde tasarruf ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır (Y. 3. HD, 15.03.2012 tarih, E. 2012/2145, K. 2012/7030).
- Raporlar arasında çelişki varsa bu çelişki giderilmeden karar verilemez.
İrade Sakatlıkları (TMK m. 557/b. 2)
Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama etkisi altında yapılmış olması iptal sebebidir.
- Yanılma (Hata)
Yanılma (hata), vasiyetnameler bakımından hem beyan hem de saik (sebep) yanılması olarak iptal sebebi oluşturabilir. Vasiyetnamenin yapılmasında yanılma ile tasarruf arasında illiyet bağı bulunması yeterlidir.
Vasiyetnamelerde, mirasbırakanın yanıldığını öğrenmesinden veya zorlama/korkutmanın etkisinden kurtulmasından itibaren bir yıl içinde tasarruftan dönmemesi halinde tasarruf geçerli hale gelir. Eğer mirasbırakan bir yıllık süre dolmadan vefat ederse, mirasçı veya vasiyet alacaklıları iptal davası açma hakkına sahiptir.
- Aldatma (Hile)
Aldatma halinde, mirasbırakanda kasten hatalı bir bilgi oluşturulması veya mevcut hatalı bir bilginin sürdürülmesi sağlanarak vasiyetname yapılması söz konusudur.
Vasiyetname tek taraflı bir işlem olduğundan, lehine tasarruf yapılan kişinin (lehtarın) veya üçüncü bir kişinin aldatması sonucu vasiyetname yapılmışsa, bu durum iptal sebebidir. Üçüncü kişinin aldatması halinde, lehine tasarruf yapılan kişinin aldatmayı bilmesi şartı aranmaz.
Yargıtay, muvazaa (danışıklı işlem) iddiasını vasiyetnameler için kural olarak reddeder:
- Yargıtay, kural olarak, muvazaanın iki taraflı işlemler için söz konusu olduğunu, tek taraflı irade beyanı niteliğinde olan vasiyetnamelerde muvazaadan söz edilemeyeceğini belirtmiştir (Y. 3. HD, 09.12.2013, E. 2013/15169, K. 2013/17434). Bu nedenle, mahkemece muvazaa nedeniyle vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
- Korkutma veya Zorlama (İkrah)
Mirasbırakanın korkutma veya zorlama (ikrah) etkisi altında yaptığı vasiyetname geçersizdir (TMK m. 504/I). Korkutma fiilinde bulunan kimsenin kendisine değil, üçüncü kişilere menfaat sağlamak amacıyla bu fiili işlemiş olması da iptal sebebi olabilir. Zorlama hukuka aykırı olsun ya da olmasın, mirasbırakanın iradesine etki etmiş ise iptal sebebidir.
Yargıtay, manevi ikrah (zorlama) hallerini iptal sebebi saymıştır:
- Yargıtay kararlarında, vasiyetname düzenlemesi konusunda mirasbırakana manevi baskı yapılmasını, aksi halde terk edip gitmekle veya bakmamakla korkutmayı manevi korkutma olarak görerek vasiyetnamenin iptali gerektiğine karar vermiştir.
- Örneğin, mirasbırakanın, torunu tarafından manevi ikrah altında vasiyetname düzenlemeye zorlandığının anlaşılması üzerine, vasiyetnamenin iptali isteminin kabulü gerektiğine hükmetmiştir (Y. 3. H. D. 14.3.2013, E. 2012/21410, K. 2013/4351).
Hukuka ve Ahlaka Aykırılık (TMK m. 557/b. 3)
Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlaka aykırı ise vasiyetnamenin iptali istenebilir.
Ahlaka Aykırılık Kavramı:
- Ölüme bağlı tasarruflara konulan evlenme, evlenmeme, dul kalma, boşanma gibi kişinin özgür iradesini etkileyip kısıtlayan koşullar, ahlaka aykırı kabul edilir.
- Yargıtay, bir kararında, mirasbırakanın eşinin evlenmediği sürece miras payı dışında, Kızılay’a yapılmış olan vasiyetin gelirinden yararlanacağını öngörmesinin TMK m. 515’e aykırı olduğu gerekçesiyle geçersiz olduğuna karar vermiştir (Yarg. 2. HD, T. 28.3.1968, E. 1276 K. 2002).
- Anlamsız veya yalnızca başkalarını rahatsız edici nitelikte olan koşullar ve yüklemeler, iptal davası açmaya gerek kalmaksızın kendiliğinden yok sayılır (TMK m. 515/III).
Şekil Eksikliği (TMK m. 557/b. 4)
Vasiyetnamenin kanunda öngörülen resmi vasiyetname, el yazılı vasiyetname ve sözlü vasiyetname şekillerine uyulmadan yapılması iptal sebebidir.
Resmi Vasiyetname Şekil Eksiklikleri
Resmi vasiyetname düzenlenirken memur ve tanıkların yasaklı kişiler olmaması (TMK m. 536) ve işlemde birlik (vasiyetnamenin baştan sona aynı memur tarafından yapılması) prensibine uyulması zorunludur.
- İşlemde Birlik Prensibine Aykırılık:
- Yüksek Mahkeme, vasiyetname düzenlemesine noter tarafından başlanıldığı halde, noter katibi tarafından bitirilmiş olmasını, başından sonuna kadar aynı memur tarafından yapılmadığı gerekçesiyle bozma sebebi saymıştır (Y. 2. HD, 03.12.2009 tarih, E. 2008/16078, K. 2009/20782).
- Kazandırma Yasağı TMK m. 536/2
- Resmi vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memur ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve eşlerine o vasiyetname ile kazandırmada bulunulamaz.
- Yargıtay bir kararında, murisin kız kardeşinin eşinin tanık olarak yer aldığı vasiyetnamenin TMK’nın 536. maddesine aykırı düzenlendiği gerekçesiyle iptali gerektiğine karar vermiştir (Y. 3. HD, T. 20.10.2015, E. 2015/4606, K. 2015/16223).
- Yargıtay, okur yazar olmayan tanıkla düzenlenen resmi vasiyetnamenin, TMK m. 536’daki şekil şartlarını taşımadığından dolayı iptali gerektiği yönünde karar vermiştir (Y. 3. HD. 15.09.2009 tarih, 2009/12755 E., 2009/13891 K.)
- Yargıtay diğer bir kararında, “Vasiyetnamede tanık olarak dinlenen Ayla’nın, yararına vasiyet yapılanlardan Özen’in kocasının kız kardeşi olduğu ileri sürülmüştür. Öyle ise az önce açıklanan yasaklama karşısında, Ayla ile Özen’in gelin görümce olup olmadığının araştırılması, iddia gerçekleşirse vasiyetin Özen’le ilgili bölümünün geçersiz sayılması bu kısmın iptâl olunması gerekir.” Diyerek vasiyet lehtarının tanığın kardeşinin eşi olması durumunda vasiyetin iptal edileceğine karar vermiştir. (Y. 2. HD, T.07.06.1979, E. 1979/4526, K. 1979/4718)
El Yazılı Vasiyetname Şekil Eksiklikleri
El yazılı vasiyetnamenin bizzat vasiyetçinin el yazısı ile düzenlenmesi, düzenleme tarihi ve imza içermesi geçerlilik şartıdır. Daktilo ya da bilgisayar çıktısı suretiyle yazılmış bir vasiyetname geçersiz olacaktır.
- Yazının Bizzat Mirasbırakana Ait Olmaması:
- Vasiyetnamenin bizzat vasiyetçinin el yazısı ile yazılmamış olduğu iddiası söz konusu olduğunda, meselenin uzman bilirkişi yardımıyla çözümü gerekir. Yüksek Mahkeme, sadece imza konusunda rapor alınmasını yeterli görmemekte, vasiyetnamenin tamamının mirasbırakanın eli ürünü olup olmadığı hususunda da Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmasını gerekli görmektedir (Y. 2. HD, 05.06.2008 tarih, E. 2008/7171, K. 2008/8098).
Sözlü Vasiyetname Şekil Eksiklikleri
Sözlü vasiyet, mirasbırakanın son arzularını iki tanığa bildirmesi ve tanıkların bu beyanları vakit geçirmeksizin bir sulh veya asliye mahkemesine vermeleriyle geçerlilik kazanır (TMK m. 540).
- Vakit Geçirmeksizin Teslim Şartı:
- Yargıtay, belgenin “vakit geçirmeksizin bir sulh veya asliye mahkemesine verilmesi” kuralının ihlal edilmiş olmasını iptal sebebi saymıştır.
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, vasiyetnamenin 17 gün sonra mahkemeye tevdi edilmesinin, “vakit geçirmeksizin” koşuluna aykırı olduğunu ve vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi gerektiğini hükmetmiştir (YHGK, T. 24.5.1989, E. 1989/2-296, K. 1989/388).
- Benzer şekilde, vasiyetnamenin 10 gün sonra hakime teslim edilmesini de geçerli bulmayarak iptal kararı vermiştir (Y. 2. HD., T. 18.06.2009, E. 2009/20759, K. 2009/11995).
İptal Davası Usul Hükümleri
İptal davası açma hakkı, tasarrufun iptalinde menfaati bulunan mirasçı veya vasiyet alacaklısı tarafından açılabilir (TMK m. 558/I).
- Bir kimsenin iptal davası açması için mirasçı ya da vasiyet alacaklısı olması yeterli olmayıp, ayrıca iptal davası açmada menfaatinin bulunması gerekir.
- Daha önce yapılan bir vasiyetname ile mirasçı atanan bir kişi, daha sonra yapılan ve bu atamadan dönülen ikinci vasiyetnamenin iptali için dava açabilir, zira ilk vasiyetnamenin iptalinde menfaati vardır.
- Mirasbırakanın veya mirasçılarının alacaklı ve borçluları ile vasiyeti tenfiz memuru bu davayı açamaz.
İptal davasında davalı, iptali istenen ölüme bağlı tasarruftan davacı aleyhine doğrudan doğruya miras hukuku ile ilgili menfaat elde eden kişilerdir.
- Davalı sıfatına atanmış mirasçılar, vasiyet alacaklıları, yüklemeden yararlanacak olan kimseler ve mirasçılıktan çıkarmadan yararlanan yasal mirasçılar sahiptir.
- Vasiyetnamenin iptali davasının, söz konusu ölüme bağlı tasarruftan yararlananların tamamına karşı açılması gerekir.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
Vasiyetnamenin iptali davası, bozucu yenilik doğuran bir dava olup, malvarlığı haklarına ilişkin davalardandır.
- TMK m. 559 ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) genel hükümleri çerçevesinde vasiyetnamenin iptali davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.
- TMK m. 576/II ve HMK m. 11 gereğince, mirasbırakanın son yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir. Yargıtay da kararlarında bu mahkemeyi kesin yetkili olarak kabul etmektedir.
Hak Düşürücü Süreler (TMK m. 559)
TMK m. 559’da ölüme bağlı tasarrufların iptali davası açma hakkı, bir, on ve yirmi yıllık hak düşürücü sürelere bağlanmıştır. Bu süreler hak düşürücü nitelikte olduğundan, hakim tarafından resen (kendiliğinden) göz önüne alınır.
Bir Yıllık Süre (Nispi Hak Düşürücü Süre)
İptal davası açma hakkı, davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl geçmekle düşer.
- Bu sürenin işlemeye başlaması için, mirasbırakanın ölümünden önce iptal sebepleri öğrenilse bile, süre mirasbırakanın ölümünden önce işlemeye başlamaz.
- Öğrenme, açık ve fiilen gerçekleşmiş olmalıdır. Davacının bilmesi gerekmesi (gerekli çabayı gösterseydi bilebilecek durumda olması) yeterli değildir.
- Vasiyetnamenin Açılması ve Sürenin Başlangıcı: Vasiyetname usulünce açılıp ilgililere tebliğ edilmeden TMK’nın 559. maddesinde gösterilen 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlamaz. Vasiyetnamenin açılıp okunma kararının kesinleşmesinden sonra bir yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar.
- On Yıllık Süre (Mutlak Hak Düşürücü Süre – İyiniyetli Davalı)
İptal davası açma hakkı, her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin üzerinden, iyiniyetli davalılara karşı on yıl geçmekle düşer.
- Bu süre, davacının iptal sebebini öğrenip öğrenmemesine bakılmaksızın objektif olarak işler.
- Vasiyetnamenin açılması, sulh hakimi tarafından ilgililerin davet edilerek okunmasını ifade eder. Vasiyetname sulh hakimine teslim edilmedikçe açılma söz konusu olmaz ve on yıllık süre de işlemeye başlamaz.
- Yirmi Yıllık Süre (Mutlak Hak Düşürücü Süre – Kötüniyetli Davalı)
İptal davası açma hakkı, iyiniyetli olmayan (kötüniyetli) davalılara karşı yirmi yıl geçmekle düşer.
- Kötüniyetli davalı, ölüme bağlı hukuki işlemin iptal sebeplerinden biriyle sakat olduğunu bilen veya bilmesi gereken kişidir.
- Bu yirmi yıllık sürenin başlangıcı da on yıllık sürede olduğu gibi, vasiyetnamelerde açılma tarihidir.
- Eğer davalı, bir ve on yıllık süreler devam ederken kötüniyetli hale gelmişse, yirmi yıllık süre uygulanır. Ancak bir ve on yıllık süreler geçtikten sonra kötüniyetli hale gelmesi, iptal hakkını yeniden canlandırmaz.
- Süresiz Def’i Hakkı (TMK m. 559/II)
Vasiyetnamenin hükümsüzlüğü, def’i yoluyla her zaman ileri sürülebilir.
- Def’i hakkı, iptal davası açma hakkı hak düşürücü süreler (bir, on ve yirmi yıl) dolduğu için düşmüş olsa bile, tasarrufa dayanarak kendisine karşı hak talep edilen kişi tarafından her zaman ileri sürülebilir.
- Yargıtay Kararı (Def’i Hakkı): Y. 3. HD, 10.04.2014 tarih, E. 2014/6140, K. 2014/5776 sayılı kararında, her ne kadar davalı mirasçı tarafından iptal davası açılmadığı anlaşılıyorsa da, TMK m. 559/2 gereği hükümsüzlüğün her zaman ileri sürülebileceği ve davalının da murisin vasiyet düzenlemeye ehil olmadığını ileri sürdüğüne göre, mahkemece bu hususun incelenmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Vasiyetnameye İtiraz ile Vasiyetnamenin İptali Farkı
Vasiyetnamaye itiraz Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 598. Maddesinin 2. Fıkrasına dayanmaktadır. Madde Mirasçılık Belgesi başlığını taşımakta olup mirasçılık belgesini düzenlemektedir. İlgili ikinci fıkrada, “Mirasçı atamaya veya vasiyete ilişkin ölüme bağlı tasarrufa mirasçılar veya başka vasiyet alacaklıları tarafından kendilerine bildirilmesinden başlayarak bir ay içinde itiraz edilmedikçe, lehine tasarrufta bulunulan kimseye, sulh mahkemesince atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı olduğunu gösteren bir belge verilir” hükmü yer almaktadır. Madde atanmış mirasçıya/vasiyet alacaklısına belge verilmesi için itiraz süresini ve itirazın bu belge verilmesini engelleme etkisini düzenler.
- Yasal mirasçılar veya diğer ilgililer vasiyetnamenin açılıp okunması sonrasında bu bir aylık süre içinde vasiyetnameye itiraz ederlerse, mahkeme atanmış mirasçıya veya vasiyet alacaklısına hemen mirasçılık/vasiyet alacaklısı belgesi vermekten kaçınır.
- Bu itiraz, tek başına vasiyetnameyi iptal etmez. İtiraz eden kişinin, vasiyetnamenin geçersiz olduğunu iddia ederek mahkemede ayrıca Vasiyetnamenin İptali Davası veya Tenkis (Saklı Payı Koruma) Davası açması gerekir.
Bu itiraz ile külli halef olan atanmış mirasçının tapuda işlem yapması engellenemese de cüzi halef olan berlirli mal bırakma vasiyeti alacaklısının mirasçılık belgesi ile işlem yapma ihtimalinin önüne geçilmiş olur. Uygulamada karıştırılan bu iki hukuki işlemi detaylıca açıklamak istedik. Örnek bir karar görmemiş olsak da, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün 15.07. 2013 tarihli kararına ilgilisi göz atabilir. (https://www.tkgm.gov.tr/sites/default/files/2020-12/mirasci_atanma_sebebi_ile_intikal_ve_tescil_talebi_karar_no_2013-85.doc)
İptal Hükmü ve Sonuçları
Kısmi İptal ve Tam İptal Ayrımı
TMK m. 558/II’ye göre iptal davası, ölüme bağlı tasarrufun tamamının veya bir kısmının iptaline ilişkin olabilir. Vasiyetnamenin bir kısmının iptal edilebilmesi için iptal sebebinin vasiyetnamenin tamamına ilişkin olmaması gerekir.
- Ehliyetsizlik: Kural olarak vasiyetnamenin tamamına etki eden bir sebep olduğundan, tespiti halinde vasiyetnamenin tamamının iptaline hükmedilmelidir. Aksi halde çelişkili bir durum ortaya çıkar.
- Şekle Aykırılık: Kural olarak vasiyetnamenin tamamına etki eder. Ancak TMK m. 558/III uyarınca, resmi vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memur/tanık veya hısımlarına yapılan kazandırmaların yasağına aykırılık varsa, sadece bu kazandırmalar iptal edilir.
- İrade Sakatlıkları ve Hukuka/Ahlaka Aykırılık: Bu sebepler vasiyetnamenin bütününe sirayet etmeyebileceğinden, bu hallerde kısmi iptal mümkündür. Burada önemli olan mirasbırakanın gerçek iradesinin yorumlanması ve “favor testamenti” (tasarrufu ayakta tutma) ilkesinin göz önünde bulundurulmasıdır.
Yargıtay Kararı (Kısmi İptal):
- Vasiyetnamede ihlal edilen şart ve yerine getirilmeyen mükellefiyet nazara alınarak, vasiyetnamenin sadece ilgili maddeleri için iptal kararı verilmesi gerektiğini, şart ve mükellefiyete bağlanmamış olan diğer hükümlerin ayakta kalması gerektiğini ifade etmiştir. (Y. 2. HD, 05.02.2009 tarih, E. 2008/19509, K. 2009/1538).
- Mirasbırakandan önce ölen eşe vasiyet edilen mallar nedeniyle, TMK m. 558 gereğince kısmi iptal hususunun düşünülmemiş olması bozmayı gerektirmiştir (Y. 3. HD, 28.09.2010 tarih, E. 2010/7239, K. 2010/15352).
İptal Kararının Etkisi ve İade Yükümlülüğü
İptal kararı, kural olarak yalnızca davanın tarafları arasında hüküm ve sonuç doğurur (Nispi Etki). Dava açmayan veya kendisine karşı dava açılmamış olan diğer mirasçılar ve vasiyet alacaklıları bakımından vasiyetname geçerliliğini korumaya devam eder.
Örneğin şekle aykırılık sebebiyle geçersiz olan vasiyetnameye karşı yalnızca yasal mirasçıların bir kısmı iptal davası açmışsa, vasiyetname yalnızca davacılar yönünden iptal edilecek ve diğer mirasçılar açısından geçerliliğini koruyacaktır. Bunun gibi iptal davası vasiyetnameden yararlanan herkese karşı değil de yalnızca bazı kişilere karşı açılmışsa, kendisine dava açılmamış olan kişiler açısından vasiyetname geçerliğini korumaya devam edecektir. (Tuncer, Nalan. “RESMİ VASİYETNAMEDE DÜZENLEMEYE KATILMA VE KAZANDIRMA YAPMA YASAĞI”. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 26, sy. 2 (Kasım 2024): 1155-83.)
İptal davası sonucunda verilen karar, tek başına bir iade yükümlülüğü doğurmaz. İptal edilen tasarrufa konu malların aleyhine iptal davası açılan davalının zilyetliğinde bulunması halinde, malların iadesi için ayrıca bir eda davası (Miras Sebebiyle İstihkak Davası) açılması gerekmektedir. Bu dava, iptal davasıyla birlikte (terditli olarak) açılabileceği gibi, ayrı olarak da açılabilir.
Hukuki Destek ve Vekilin Önemi
Vasiyetnamenin İptali davası, mirasbırakanın son iradesinin yasal şartlara uygun olup olmadığının denetlendiği, kritik hak düşürücü sürelere (1 yıl/10 yıl) tabi bir süreçtir.
- Vasiyetnamenin Hukuka Aykırılığı Durumunda: Hukuki destek, ehliyetsizlik, şekil eksikliği veya yanılma/aldatma gibi iptal sebeplerinin tam ve doğru bir şekilde tespit edilerek davanın süresi içinde açılmasını sağlar.
- Vasiyetnamenin Hukuka Uygun Olduğu Durumda: Vekil, vasiyetname lehtarının atanmış mirasçılık hakkını, açılan iptal davalarına karşı güçlü delillerle savunarak kazandırmanın kesinleşmesini sağlar.
Vasiyetnamenin iptali davası açma, dava takibi ve lehtar haklarının korunması süreçlerinde hukuki destek almak için büromuzla iletişime geçebilirsiniz.