Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi
Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 611. maddesinin 1. fıkrasında tanımlanmıştır. Buna göre, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir.
Sözleşmenin temel amacı, bir başkasına bakıp gözetme, onun yaşam ve sağlığına özen göstermedir. Bakma edimi, bakım alacaklısının ölümüne dek sürmelidir.
Terminolojide, 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nda “ölünceye kadar bakma akdi” ve “kaydı hayatla bakma mukavelesi” tabirleri kullanılmışken, 6098 sayılı TBK ve 4721 sayılı TMK’da “ölünceye kadar bakma sözleşmesi” ifadesi yer almaktadır.
Sözleşmenin Unsurları
Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi’nin kurulabilmesi için üç temel objektif esaslı unsurun varlığı gereklidir:
- Bakım ve Gözetim Unsuru: Bakım borçlusunun, bakım alacaklısının ömrü boyunca onun her türlü ihtiyacını karşılaması. Sadece barınma, yeme/içme ya da sadece sağlık ihtiyaçlarının karşılanması gibi kısmi edimler ÖKBS olarak kabul edilemez.
- Malvarlığı Devri Unsuru: Bakım alacaklısının bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini devretme borcunu üstlenmesi.
- Süre Unsuru (Ömür Boyunca Sürmesi): Bakım borçlusunun borcunun, bakım alacaklısının yaşam süresi boyunca devam etmesi. Belirli bir süre kararlaştırılırsa sözleşme bu niteliği kaybeder.
Hukuki Niteliği
Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi’nin genel kabul görmüş hukuki nitelikleri şunlardır:
- İsimli Sözleşme: Kanunda düzenlenmiştir.
- Tam İki Tarafa Borç Yükleyen Sözleşme : Tarafların karşılıklı olarak asli edim borcu üstlenmesi.
- İvazlı Sözleşme: Karşılıklı edimler söz konusudur. Bakım alacaklısının devrettiği malvarlığı, bakım ve gözetim edimine karşılık (ivaz) teşkil eder.
- Talih ve Tesadüfe Bağlı Sözleşme: Bakım alacaklısının yaşam süresinin belirsizliği, bakım borçlusunun ediminin kapsamını ve süresini belirsiz kılar.
- Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 06.07.2000 tarihli, E. 2000/8865, K. 2000/9517 sayılı kararı, bu sözleşmeyi talih ve tesadüfe bağlı bağımsız bir sözleşme olarak tanımlamıştır.
- Sürekli Borç İlişkisi Doğuran Sözleşme: Bakım borcunun ifası süreklilik arz eder ve bakım alacaklısının ömrü boyunca devam eder.
Sözleşmenin Türleri ve Şekil Şartları
Sözleşmenin Türleri
TBK m. 611/2, bakım borçlusunun mirasçı atanması durumunda miras sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanacağını belirterek, sözleşmenin iki ana türünü ortaya koyar:
- Borçlar Hukuku Nitelikli ÖKBS: Bakım alacaklısının karşı edimini sağlığında, sağlararası bir hukuki işlem ile yerine getirdiği sözleşmedir.
- Miras Hukuku Nitelikli ÖKBS: Bakım alacaklısının edimini, bakım borçlusunu mirasçı atayarak veya vasiyet alacaklısı tayin ederek ölüme bağlı tasarrufla yerine getirdiği sözleşmedir.
Şekil Şartları ve Şekil Eksikliğinin Sonuçları
Resmi Şekil Şartı: Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, mirasçı atanmasını içermese dahi, geçerliliği için miras sözleşmesi şeklinde (resmi şekilde) yapılması zorunludur (TBK m. 612/1). Bu şart, miras hukukunun şekil hükümlerini dolanmayı önlemek amacını taşır.
- Miras sözleşmesinin şekli, TMK m. 545 uyarınca resmi vasiyetname şeklinde düzenlenmeyi gerektirir.
- Yetkili Merciler, resmi vasiyetnameyi düzenlemeye yetkili olan sulh hâkimi, noter veya kanunen bu işle görevlendirilmiş memurlardır (TMK m. 532).
- Taşınmaz devri söz konusu ise, tapu sicil memurları da yetkilidir.
Adi Yazılı Şekil İstisnası: Bakım borçlusunun Devletçe tanınmış bir bakım kurumu olması halinde, yetkili makamların belirlediği koşullara uyularak yapılmışsa, geçerliliği için yazılı şekil yeterlidir (TBK m. 612/2). Ancak, miras hukuku nitelikli ÖKBS’ler (mirasçı atama içerenler) bu istisnadan faydalanamaz, resmi şekle tabidir.
Şekil Eksikliğinin Sonuçları: Şekil şartına uyulmaması halinde sözleşme, TBK m. 12 uyarınca kesin hükümsüzdür. Şekil eksikliği hâkim tarafından re’sen dikkate alınır.
- Dürüstlük Kuralı (TMK m. 2): Sözleşme taraflarca uzunca bir süre ifa edilmişse, mirasçıların şekil eksikliği itirazı hakkın kötüye kullanılması sayılır ve kabul edilmez.
- Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 14.03.1991 tarihli, E. 1991/9349, K. 1991/3021 sayılı kararı, murisin ölüm tarihine kadar ifa edilen sözleşmede mirasçıların şekil eksikliğini ileri sürmesinin TMK m. 2 ile bağdaşmayacağını belirtmiştir.
Tarafların Hak ve Borçları
Bakım Borçlusunun Yükümlülükleri
Bakım borçlusu, almış olduğu malların değerine ve bakım alacaklısının sosyal durumuna göre hakkaniyetin gerektirdiği edimleri yerine getirmekle yükümlüdür (TBK m. 614).
- Kapsam: Uygun gıda ve konut sağlamak, hastalığında gerekli özenle bakmak ve tedavi ettirmek zorundadır. Bu, sadece maddi değil, aynı zamanda manevi (sevgi, saygı, destek) yükümlülükleri de kapsar.
- Aile Topluluğuna Kabul: Bakım borçlusu, aksine kararlaştırma olmadıkça, bakım alacaklısını aile topluluğuna dahil etmekle yükümlüdür (TBK m. 614/1).
- Bizzat İfa Zorunluluğu: Sözleşmenin kişisel niteliği gereği, bakım ve gözetim edimleri üçüncü bir kişi tarafından değil, bizzat bakım borçlusu tarafından ifa edilmelidir. Bakım borcunun bizzat yerine getirilmesinde bakım alacaklısının menfaati vardır.
- Sağlık ve Tedavi Giderleri: Bakım borçlusu, bakım alacaklısının gerekli olan bütün tedavi giderlerinden sınırlama olmaksızın sorumludur.
Bakım Alacaklısının Hak ve Borçları
Bakım alacaklısının en önemli hakkı, hayatının sonuna kadar bakılması ve gözetilmesidir.
- Karşı Edim Borcu: Bakım alacaklısı, kararlaştırılan malvarlığını veya malvarlığı değerlerini devretmeyi borçlanır.
- Manevi Yükümlülükler: Bakım alacaklısı da, bir arada yaşamanın gerektirdiği insani ilişkilerde bulunma (saygı gösterme) yükümlülüğü altındadır.
- Devir Yasağı: Bakım alacaklısının bakıp gözetilme hakkı şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan, kural olarak devredilemez.
Sözleşmenin Muvazaalı Olarak Yapılması (Muris Muvazaası)
Muvazaa Kavramı
Muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Uygulamada ÖKBS, genellikle mirasçılardan mal kaçırma (muristen mal kaçırma kastı) amacıyla görünüşte ÖKBS, gizlide ise bağışlama sözleşmesi olarak yapılmaktadır.
Muvazaa iddialarının hukuki temeli, TBK’nın “D. Sözleşmenin yorumu, muvazaalı işlemler” kenar başlığını taşıyan 19. maddesinin 1. fıkrasıdır.
Muris muvazaası, nispi muvazaanın bir türüdür ve dört unsurdan oluşur: Mirasbırakanın mal kaçırma kastı, görünürdeki işlem, muvazaa anlaşması ve gizli işlem.
Muvazaanın Tespiti ve Yargıtay Ölçütleri
Muvazaa iddiası karşısında, asıl olan, tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır (TBK m. 19/1).
Yargıtay, ÖKBS’de muvazaa iddialarını değerlendirirken, mirasçılardan mal kaçırma kastının olup olmadığının belirlenebilmesi için şu bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerektiğini ifade etmektedir:
- Murisin Yaşı, Fiziki ve Genel Sağlık Durumu: Sözleşme tarihinde murisin sağlık durumu. Bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması şart değildir; ancak eşler arasında Yargıtay bu şartı aramaktadır.
- Aile Koşulları ve İlişkileri: Aile içi geçimsizlikler, sevgi/kızgınlık gibi psikolojik etkenler.
- Malvarlığının Oranı: Temlik edilen malın, tüm malvarlığına oranı ve bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı.
- ÖKBS ivazlı bir akit olduğundan, bakım borcunun temini için bununla orantılı ve makul düzeyde bir temlik yapılmalıdır. Makul olmayan, yüksek değere sahip tüm malvarlığının devri hâlinde muvazaanın söz konusu olacağı belirtilmiştir.
- Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 11.02.2013 tarihli, E. 2012/15655, K. 2013/1645 sayılı kararı, devredilen taşınmazların murisin tüm mal varlığına oranının makul bir seviyede kalmadığı durumlarda muvazaa kabul edilebilir.
- Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 14.04.2011 tarihli, E. 2011/3428, K. 2011/4933 sayılı kararı, bakım borçlusuna tüm malvarlığının bırakılması, işlemin bağış amaçlı veya mal kaçırma amacı ile yapıldığının kabulünü gerektireceği sonucuna varmıştır.
- Temlikin Zamanı: Sözleşmenin, bakım alacaklısının ölümünden kısa bir süre önce yapılmış olması muvazaaya delil teşkil edebilir.
Muvazaalı İşlemin Sonuçları
Görünürdeki ÖKBS, tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığı için kesin hükümsüzdür (TBK m. 19, m. 12). Gizli işlem olan bağışlama sözleşmesi ise, taşınmaz devri içeriyorsa, resmi şekil şartına uyulmadığı için o da geçersiz sayılır (TMK m. 706, Tapu K. m. 26). Mirasçıları aldatma kastı ile yapılan muvazaalı tasarruflar, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 01.04.1974 tarihli, E. 1974/1, K. 1974/2 sayılı kararı çerçevesinde incelenir.
Tenkis (Saklı Payın İhlali)
Tenkisin Şartları ve Kapsamı
Tenkis, saklı paylı mirasçıların, saklı paylarını ihlâl eden tasarrufların ihlâl oranında indirilmesidir. ÖKBS, kural olarak ivazlı (karşılıklı) bir sözleşme olduğu için tenkise tabi değildir.
Tenkise Tabi Olma Durumları: Sözleşme, bakım alacaklısının bağışlama ya da saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmaları içeriyorsa, tenkise tabi olabilir (TBK m. 615/3, TMK m. 565/1, b.4).
- Yargıtay 16. Hukuk Dairesi’nin 04.06.2012 tarihli, E. 2012/4164, K. 2012/4888 sayılı kararı, murisin gerçek bir bakım amacıyla değil, sırf saklı pay kurallarını dolanma maksadıyla yaptığı açık olan kazandırmaların tenkise tabi olduğunu belirtmiştir.
Tenkis için aranan şartlar:
- Davacının Saklı Paylı Mirasçı Olması.
- Saklı Payın İhlali: Karşılıklı edimler arasında, saklı payları ihlal edecek ölçüde, önemli bir fark bulunması.
- Saklı Payı İhlal Kastı (Sübjektif Koşul): Mirasbırakanın bu kazandırmayı saklı payları etkisiz kılmak amacıyla yapmış olması (sözleşme anında mevcut olmalı).
Tenkis Davasının Açılması ve Süreler
Tenkis davası, bakım alacaklısının ölümünden sonra açılabilir.
- Hak Düşürücü Süre: TMK m. 571 uyarınca, mirasçıların saklı paylarının ihlal edildiğini öğrenmelerinden itibaren bir yıl ve her halde mirasın açılması tarihinden itibaren on yıl içinde açılması gerekir.
- Def’i Yoluyla İleri Sürme: Tenkis iddiası, def’i yoluyla her zaman ileri sürülebilir.
Muvazaa ve Tenkis İlişkisi (Terditli Dava)
Muvazaa nedeniyle iptal davası ile tenkis davası birbirinden farklıdır; ancak uygulamada genellikle terditli olarak açılmaktadır.
- Farklar: Muvazaa davası geçersiz sözleşmeler hakkında açılır ve tasarrufun tümden iptalini amaçlar. Tenkis davası ise geçerli sözleşmeler hakkında açılır ve tasarrufu saklı pay sınırına çekerek miras payını tamamlar.
- İlişki: Muvazaalı olarak gerçekleştirilmiş bir ÖKBS’nin tenkisinin istenebilmesi için, muvazaanın nisbî muvazaa niteliğinde olması, yani gizli işlemin (bağışlama) kanunun aradığı usul şartlarını karşılaması halinde mümkün olabilir.
Sözleşmenin Sona Ermesi
ÖKBS, genel sona erme sebepleri (ifa, ikale, irade bozukluğu) yanı sıra özel sona erme sebeplerine de sahiptir.
Genel Sona Erme Sebepleri
- İfa (Bakım Alacaklısının Ölümü): Sözleşmenin süresi bakım alacaklısının yaşam süresine bağlı olduğundan, ölümüyle sözleşme kendiliğinden sona erer.
- İkale (Bozma Sözleşmesi): Tarafların anlaşarak sözleşmeyi sona erdirmesidir. Sürekli borç ilişkisi doğurduğu için, ifaya başlandıktan sonra yapılan ikale ileriye etkili sonuç doğurur.
- İrade Bozukluğu: Hata, hile, tehdit gibi irade bozukluğu sebepleriyle iptal edilebilir (TBK m. 30 vd.).
Özel Sona Erme Sebepleri
Önel Verilerek Fesih (TBK m. 616) Edimler arasında önemli ölçüde eşitsizlik (oransızlık) ortaya çıkarsa, aşırı edim taahhüt eden taraf, altı ay önel vererek sözleşmeyi her zaman feshedebilir.
- Şartlar: Önemli oransızlık bulunmalı; fazla alan taraf, kendisine bağışta bulunulma amacı olduğunu ispat edememeli; fesih isteyen taraf 6 ay önceden bildirimde bulunmalıdır.
- Sonuç: Sözleşme, fesih bildiriminin karşı tarafa ulaşmasından altı ay sonra geçmişe etkili olarak sona erer.
Önel Verilmeksizin Fesih (TBK m. 617) Sözleşmenin devamının, aşağıdaki sebeplerle çekilmez, imkânsız veya aşırı ölçüde güçleşmesi halinde, taraflardan her biri sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir:
- Sözleşmeden Doğan Yükümlülüklere Aykırı Davranılması: Aykırılık sürekli nitelikte olmalı ve sözleşmeye devamı çekilmez kılmalıdır.
- Başka Önemli Sebepler: Tarafların karakter uyumsuzluğu, aile durumunda değişiklikler (boşanma, çok çocuk sahibi olma), bakım borçlusunun bakımı imkansız kılacak hastalık geçirmesi (örneğin felç geçirmesi) gibi. Önemli sebebin ortaya çıkmasında muhatabın kusurlu olması şart değildir.
- Hakimin Takdir Yetkisi (Ömür Boyu Gelir Bağlanması): Hâkim, fesih talebini haklı bulmazsa veya kendiliğinden, tarafların birlikte yaşamasına son vererek, bakım alacaklısına ömür boyu gelir bağlanmasına karar verebilir (TBK m. 617/2).
Bakım Borçlusunun Ölümü (TBK m. 618) Bakım borçlusunun ölümü sözleşmeyi kendiliğinden sona erdirmez; bakım ve gözetim borcu mirasçılarına intikal eder.
- Bakım alacaklısına, borçlunun ölümünden itibaren bir yıl içinde sözleşmeyi feshetme hakkı tanınmıştır. Aksi halde mirasçılarla devam eder.
Bakım Borçlusunun İflası (TBK m. 619) Bakım borçlusunun iflası halinde, sözleşme sona erer. Bakım alacaklısı, bağlanacak ömür boyu gelirin anapara değerini iflas masasından alacak olarak kaydettirme hakkını elde eder.
Üçüncü Kişilerin Talep Hakları
Bakım alacaklısının yaptığı tasarrufların, üçüncü kişilerin haklarını ihlal etmesi halinde iptal davası açılabilir (TBK m. 615/1).
- Nafaka Alacaklıları: Bakım alacaklısı, ÖKBS sebebiyle nafaka yükümlülüğü bulunan kişilere karşı bu yükümlülüğünü yerine getirmiyorsa, bu alacaklılar sözleşmenin iptalini talep edebilir. Hâkim, sözleşmenin iptali yerine, bakım borçlusunun ifa edeceği edimlerden mahsup edilmek üzere, bakım alacaklısının nafaka yükümlüsü olduğu kişilere nafaka ödemesine karar verebilir.
- Diğer Alacaklılar: Alacaklılar, İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 277. maddesi gereğince tasarrufun iptali davası açabilirler.
Muvazaa ve Fesih Davalarının Yarışması (Usul Hükümleri)
Uygulamada, ÖKBS’nin muvazaa nedeniyle iptali talebiyle açılan dava ile, sözleşmenin yükümlülüklere aykırılık nedeniyle feshi talebiyle açılan dava arasında derdestlik iddiası gündeme gelebilir.
- Derdestlik: Her iki davanın konusu (ÖKBS) aynı olsa da, hukuki sebep (dava sebebi) farklıdır (birinde muvazaa, diğerinde haklı sebeple fesih). Bu nedenle derdestlik bulunmamaktadır.
- Terditli Talep: Mirasçılar tarafından genellikle, öncelikle muvazaa sebebiyle tapu iptal ve tescili, bu mümkün olmazsa tenkis hükümleri çerçevesinde indirim (tenkis) talep edilmektedir.
- Muvazaa İddiası İspatı: Miras hakkı ihlal edilen mirasçılar, muvazaa iddiasını her türlü delille ispat edebilirler.
Hukuki Destek ve Vekilin Önemi
Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi (ÖKBS), sıklıkla mirasçıların açtığı muvazaa (mal kaçırma) davalarıyla karşı karşıya kalır. Bu karmaşık süreçte, uzman bir avukatın rolü hem sözleşmenin kuruluşu hem de ifa aşamasında hayati önem taşır. Gerek sözleşmenin geçerliliğini savunmak, gerekse muvazaa sebebiyle iptalini sağlamak için, sözleşmenin kurulduğu andaki gerçek iradenin (muvazaa) ve ifa aşamasındaki davranışların (karine) hukuki kriterlere göre analiz edilmesi zorunludur.
ÖKBS’nin düzenlenmesi, muvazaa davalarına karşı savunulması veya iptali taleplerinizde hukuki destek almak için hukuk büromuzla iletişime geçebilirsiniz.