Muris Muvazaası
Muris Muvazaası ve Muvazaa Kavramları
Muvazaanın Hukuki Niteliği
Sözleşmelerin kurulması, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarıyla gerçekleşir. Ancak taraflar bazen bilinçli olarak gerçek iradeleriyle beyanlarının uyuşmadığı bir anlaşma yapabilirler; bu duruma muvazaa denir. Muvazaa, borçlar hukuku, eşya hukuku ve miras hukuku gibi birçok hukuk dalını yakından ilgilendiren bir kurumdur.
Muvazaa, mutlak muvazaa ve nisbi muvazaa olarak ikiye ayrılır. Nisbi muvazaada, taraflar görünüşte yaptıkları işlemin arkasına, gerçek iradelerine uygun başka bir işlemi gizlerler.
Muris muvazaası, muvazaanın uygulamada en sık karşılaşılan türlerinden biridir. Muris muvazaası, niteliği itibarıyla nisbi muvazaanın bir türü olarak kabul edilmektedir.
Muris Muvazaasının Kapsamı
Muris muvazaası, halk arasında “mirastan mal kaçırma” olarak bilinen bir durumu ifade eder. Muris muvazaası mirasbırakanın (muris), mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla tapulu taşınmazını tapu memuru önünde (resmi sözleşmeyle) mirasçılarından birine veya üçüncü bir kişiye gerçekte yapmak istediği işlemden (genellikle bağışlama) farklı bir işlem (genellikle satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi) ile devretmesidir.
Muris muvazaasına ilişkin kurallar, Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 19’da (eski Borçlar Kanunu m. 18) düzenlenen genel muvazaa hükümlerine dayanmakla birlikte, esasen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları hükümleri ışığında çözümlenmektedir.
Muris Muvazaasının Unsurları (Yargıtay İçtihatları Işığında)
Yargıtay, muris muvazaasının oluşabilmesi için dört temel unsurun varlığını aramaktadır:
- Görünüşteki İşlem
Mirasbırakanın gerçek iradesine uygun olmadığı halde, mirasçılardan mal kaçırmak gayesiyle yapılmış olan ve dışarıya yansıyan işlemdir. Uygulamada en sık rastlanan görünüşteki işlemler satış sözleşmesi veya ölünceye kadar bakma sözleşmesidir. Görünüşteki işlem, muvazaa nedeniyle geçersiz sayılır (mutlak butlan).
- Muvazaa Anlaşması
Mirasbırakan ile işlemi devralan karşı tarafın (mirasçı veya üçüncü kişi) aralarında yaptıkları ve görünüşteki işlemin hüküm ve sonuç doğurmayacağı konusunda mutabakata vardıkları anlaşmadır. Karşı tarafın, devrin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını bilmesi, yani iyiniyetli olmaması gerekir.
- Mirasçılardan Mal Kaçırma Amacı (Aldatma Kastı)
Muris muvazaasının ayırt edici unsurudur. Mirasbırakanın asıl amacı, bir mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak veya diğer mirasçıların tenkis davası açmasını engellemektir.
Mal kaçırma amacının tespiti, somut olayın koşullarına göre belirlenir ve Yargıtay söz konusu tespiti yapmak için birtakım kıstaslar belirlemiştir:
- Mirasbırakanın yaşı ve sağlık durumu: Yaşlı, hasta veya bakıma muhtaç bir murisin bakıma ihtiyacı varsa, ÖKBS’nin gerçek olduğu kabul edilebilir. Ancak murisin satışa ihtiyacı olmadığı halde işlem yapması, mal kaçırma amacına işaret edebilir. (Örneğin: Yargıtay 1. HD. E. 2007/10271, K. 2008/157, T. 14.01.2008 – Murisin emekli olup, sosyal güvencesinin bulunduğu ve mal satmaya ihtiyacı olmadığı vurgulanmıştır).
- Malvarlığı değerleri ve oranı: Devredilen malın, murisin tüm malvarlığı içindeki oranının makul olup olmadığı incelenir.
- Karşı tarafın alım gücü ve edimler arası denge: Satış gösterilen işlemde, karşı tarafın taşınmazı satın alacak maddi gücünün olup olmadığı veya devredilen mal ile ödenen bedel/bakım arasındaki fark değerlendirilir. (Örneğin: Yargıtay 1. HD. E. 2012/16016, K. 2013/16618 – Murisin mal satmaya ihtiyacı olmadığı, davalının alım gücü bulunmadığı ve fiyat farklılığı karşısında mal kaçırma amacı nedeniyle davanın kabulü gerektiği belirtilmiştir).
- Mirasbırakan ile mirasçılar arasındaki beşeri ilişkiler: Murisin mirasçılarıyla olan sorunları veya sevgi/minnet gibi saikler.
- Gizli İşlem (Saklanan Sözleşme)
Tarafların gerçek iradelerini yansıtan, ancak görünüşteki işlemle gizlenen esas işlemdir. Muris muvazaasında gizli işlem, genellikle bağışlama sözleşmesi olarak karşımıza çıkar. Gizli işlem, taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçladığı için kanunen resmi şekilde yapılmalıdır (TMK m. 706/1). Resmi şekil şartına uyulmadığı için gizli işlem de geçersizdir.
Muris Muvazaasının Hukuki Dayanağını Oluşturan Yargıtay İçtihatları
Muris muvazaası davasının temel dayanağı, mirasbırakanın muvazaalı işlemlerine karşı mirasçıların dava hakkını kabul eden İçtihadı Birleştirme Kararlarıdır:
- Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu (İBBGK) Kararı: 01.04.1974 T., 1974/1 E., 1974/2 K.
İlgili karar, muris muvazaası konusundaki temel ilke ve kriterleri belirlemiştir. Karar, tapulu bir taşınmazın resmi sözleşmede satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi olarak gösterilerek, mirasçıdan mal kaçırma amacıyla devredilmesi durumunda, mirasçıların işlemi muvazaa nedeniyle iptal ettirebileceğini hükme bağlamıştır.
Kararın Temel Hükümleri:
- Muris muvazaası iddiasıyla tapu iptal ve tescil davası açma hakkına, saklı paylı olsun veya olmasın tüm yasal mirasçılar sahiptir.
- Mirasçılar, davayı murisin küllî halefi olarak değil, kendi miras haklarına dayanarak üçüncü kişi sıfatıyla açar.
- Davacılar, muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delille ispatlayabilirler.
- Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu (İBBGK) Kararı: 22.05.1987 T., 1986/4 E., 1987/5 K.
İlgili karar, mirasçıların taleplerinin birleştirilmesi sorununa çözüm getirmiştir. Karara göre, saklı paylarının değerini alamayan mirasçıların, muris muvazaası sebebiyle tapu iptal ve tescil davası ile tenkis davasını birlikte ve kademeli (terditli) olarak açabilecekleri kabul edilmiştir.
Muris Muvazaasının Görünüm Biçimleri ve Muvazaa Sayılmayan Haller
Satış Sözleşmesi Görünümündeki Muvazaa
Uygulamada muris muvazaası davalarının büyük çoğunluğu, görünüşteki işlemin satış sözleşmesi olduğu durumlarda ortaya çıkar. Muris, gerçekte bağışlamak istediği malı, tapuda satış bedeli karşılığında devretmiş gibi gösterir. Satış sözleşmesinin muvazaalı olup olmadığı, murisin devir tarihinde taşınmazı satmaya ihtiyacı olup olmadığı, satış bedeli ile gerçek değer arasındaki fark ve devralanın ödeme gücünün bulunup bulunmadığı gibi kriterlerle tespit edilir.
Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi Görünümündeki Muvazaa (ÖKBS)
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi (TBK m. 611 vd.), ivazlı bir sözleşmedir ve muris muvazaası için yaygın kullanılan bir yoldur. ÖKBS ivazlı olduğundan kural olarak tenkise tabi değildir.
Muvazaanın Tespiti: Bir devirde muvazaa olup olmadığı incelenirken, mirasbırakanın gerçekten bakıma ihtiyacı olup olmadığı ve bakım borcunun ifa edilip edilmediği araştırılmalıdır. Bakım ihtiyacının samimi olması, mal kaçırma kastının olmadığına karine teşkil edebilir.
Yargıtay, ÖKBS’de mal kaçırma kastının olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirtmiştir:
- Yargıtay 1. HD. 20.12.2018 T., 2017/4646 E., 2018/15767 K.: Mirasbırakanın iradesinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması, devredilen malın terekeden mal kaçırma amaçlı mı, yoksa gerçekten murisin bakımını sağlamak amacıyla mı düzenlenip düzenlenmediğinin araştırılması gerektiği vurgulanmıştır.
- Yargıtay 1. HD. 21.06.2018 T., 2015/11813 E., 2018/11381 K.: ÖKBS ile devredilen taşınmaz yönünden mal kaçırma kastının olmadığı ve davalının bakım borcunu yerine getirdiği saptanmak suretiyle davanın reddine karar verilmesi isabetsizlik teşkil etmemiştir.
MURİS MUVAZAASINA KONU OLAMAYAN DURUMLAR
Mirasbırakanın tasarrufunu muris muvazaası kapsamında görmeyen durumlar şunlardır:
- Gerçek Satış ve İvazlı İşlemler: İşlemin görünürdeki gibi gerçekten ivazlı yapıldığı ve murisin satışa ihtiyacı olduğu durumlarda muvazaadan söz edilemez.
- Mirasçılar Arasında Hakkaniyetli Paylaştırma: Murisin, mirasçıları arasında eşitliği sağlamak amacıyla yaptığı temlikler, mal kaçırma kastı taşımadığından muvazaa oluşturmaz. O durumda mirasta iade (denkleştirme) hükümleri devreye girebilir.
- Alacaklılardan Mal Kaçırma: Mirasçılardan değil, murisin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla yapılan işlemler taraf muvazaasıdır. Taraf muvazaası iddiası, yazılı delille kanıtlanmak zorundadır.
- Yargıtay HGK. 05.02.1947 T., 20/6 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, taraf muvazaası yazılı delille kanıtlanabilir.
- Minnet ve Gönül Borcu: Murisin kendisine yapılan bakıma karşılık duyduğu minnet duygusuyla yaptığı temlikler, mal kaçırma amacıyla yapılmamışsa muvazaa sayılmaz. (Örneğin: Yargıtay 1. HD. 15.05.2019 T., 2019/1944 E., 2019/2965 K. – Pankreas kanseri olan murisin bakımı karşılığında duyulan minnet duygusu nedeni ile devir yapıldığı sonucuna varılmıştır).
- Evlenme Amacıyla Yapılan Devirler: Murisin evlenmeyi sağlamak amacıyla yaptığı devirler, mal kaçırma amacı taşımadığından muvazaa sayılmaz. (Örneğin: Yargıtay 1. HD. 05.05.2014 T., 2013/20852 E., 2014/9164 K. – Temlikten 6 gün sonra evlilik gerçekleşmiş ve amacın mal kaçırmak değil, evlenmeyi sağlamak olduğu kabul edilmiştir).
- Tapusuz Taşınmaz Devirleri: 1974 İBK, tapulu taşınmazların devri için geçerlidir. Tapusuz taşınmazların devri muvazaalı olsa bile, 1974 İBK kapsamında değildir; ancak tenkis hükümleri uygulanabilir.
Minnet Duygusu (Gönül Borcu) Gerekçesiyle Yapılan Temlikler
Muris muvazaasının temel şartı, mirasbırakanın (murisin) mirasçılardan mal kaçırma kastı (aldatma amacı) ile hareket etmesidir. Eğer murisin asıl iradesi, mirasçılarını miras hakkından yoksun bırakmak değil, başka bir meşru amaç, özellikle de minnet duygusunu veya ahlaki bir görevi ifa etmek ise, ilgili işlemler muvazaalı sayılmaz ve dolayısıyla Muris Muvazaasına ilişkin 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın uygulama alanı bulmaz.
Minnet duygusuyla yapılan temlikler, muris muvazaasına konu olamayan işlemler arasında yer alır.
Minnet Duygusunun Hukuki Yorumu: İvaz (Karşılık) Olarak Kabulü
Minnet duygusuyla yapılan devirlerde, mirasbırakanın görünüşteki işlemi (satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi) gerçekleştirmesinin ardındaki gizli irade bağışlama değil, davalı tarafından kendisine yapılan hizmetin veya gösterilen aşırı özenin karşılığı (ifa) olarak malvarlığı devridir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (YHGK) 2009/1-130 E. 2009/150 K. Sayılı içtihadı uyarınca, temlikin karşı ivazının (malın bedelinin/semeninin) mutlaka para olması şart olmayıp, belirli bir hizmet ya da emek olabileceği kabul edilmelidir. Bir hizmetin veya emeğin karşılığı olarak yapılan devirlerde, mal kaçırma amacı bulunmamaktadır. İvazlı işlemde saklı payın zedelenmesi amacının bile bulunmadığı kabul edilmektedir.
Minnet Duygusuna Dayalı Temliklere İlişkin Yargıtay Kararları
Yargıtay uygulaması, özellikle bakım ve gözetim hizmeti karşılığında duyulan minnetin temlik sebebi olarak kabul edilip, mal kaçırma kastını ortadan kaldırdığı hallerde, muris muvazaası davasının reddine hükmetmektedir:
Hastalık ve Bakım Hizmeti Nedeniyle Minnet Duygusu
Mirasbırakanın ağır hastalığı veya özel bakıma muhtaçlığı nedeniyle kendisine bakıp gözeten kişiye minnet duygusuyla yaptığı devirler, mal kaçırma kastının bulunmadığına işaret eder.
Yargıtay 1. HD. | 15.05.2019 T. | 2019/1944 E. | 2019/2965 K. | Murisin pankreas kanseri olduğu, bakımı ve tedavisi ile davalının ilgilendiği, bakım karşılığında duyulan minnet duygusu nedeni ile dava konusu taşınmazın devredildiği sonucuna varıldığı, bu nedenle davanın reddi gerektiği belirtilmiştir. | |
Yargıtay HGK. | 29.04.2009 T. | 2009/1-130 E. | 2009/150 K. | Malın bedelinin (semen) mutlaka para olması şart olmayıp, belirli bir hizmet ya da emek olabileceği kabul edilmelidir. (Minnet duygusunun hukuki karşılığını belirleyen genel ilke). |
Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinde (ÖKBS) Minnet/Bakım
ÖKBS, muris muvazaası aracı olarak kullanılsa da, bakım borcunun samimi ifası halinde işlem geçerli sayılır. Murisin amacının gerçekten bakım almak olduğu ve minnet duygusunun baskın geldiği olaylarda işlem geçerlidir.
- Yargıtay 1. HD.’nin 21.06.2018 T., 2015/11813 E., 2018/11381 K. Sayılı Kararı: Mirasbırakan Sadık’ın ÖKBS ile davalıya devrettiği taşınmaz yönünden mal kaçırma kastının olmadığı, davalının da bakım borcunu yerine getirdiği saptanmıştır. ÖKBS’nin ivazlı olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilmiştir.
- Yargıtay 1. HD. Kararı (Örnek Nitelikte): Mirasbırakanın on yıl kendisine bakan davalıya kendisine bakıp ilgilenmesi karşılığı temlik yaptığı, ancak kaçırma amacı olmadığı belirlendiğinden davanın reddi gerektiği ifade edilmiştir (Yargıtay 1. HD. E. 2013/1828, K. 2013/16961, T. 29.11.2013
- Yargıtay 1. HD.’nin 01.11.2010 T., 2010/10263 E., 2010/11238 K. Sayılı Kararı: Hasta ve yaşlı murisin bakımı ile tek bir çocuğun yakından ilgilenirken, diğer çocukların ilgilenmediği durumların varlığı gözlemlenebilmektedir. Farklı yaklaşımlar, murisin temlikindeki minnet saikini güçlendirir.
Kritik Ayrım: Normal Bakımın Ötesindeki Hizmet
Murisin, aile birliğinin gerekli kıldığı ahlaki görev çerçevesinde (örneğin eşin veya çocuğun yaşlı ebeveynine normal düzeyde bakması) devir yapması durumu, minnet duygusu veya ahlaki ödevin ifası olarak yorumlanabilir. Ancak bakımın, aile birliğinin gerekli kıldığı ahlaki görevin ötesine geçmesi ve satış bedeli olarak gösterilmesini haklı kılması gerekmektedir ki, muvazaa iddiası tamamen çürütülebilsin.
Minnet borcunun ödenmesi amacını güden temlikler, mal kaçırma kastını ortadan kaldırdığı için, muris muvazaası nedeniyle geçersiz kılınmaz.
Muris Muvazaası Nedeniyle Açılabilecek Davalar ve Yargılama Usulü
Muris muvazaası varlığında mirasçılar, miras haklarını korumak için öncelikle Tapu İptal ve Tescil (Tapu Kaydının Düzeltilmesi) davası açabilirler. Eğer muvazaa kesin değilse ve saklı pay ihlali varsa, terditli talep ile Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptal ve Tescil olmadığı takdirde Tenkis Davası açılabilir.
Tapu İptal ve Tescil Davası
Muvazaalı işlem mutlak butlanla geçersiz olduğundan, tapu kaydı yolsuz tescil haline gelir. Bu dava, mülkiyet hakkına dayanan ve yolsuz tescilin düzeltilmesini talep eden bir davadır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’na göre (01.04.1974 T., 1974/1 E., 1974/2 K.), saklı payı olsun veya olmasın, miras hakkı zedelenen tüm yasal mirasçılar dava açma hakkına sahiptir.
Mirasbırakanın muvazaalı işlemi gerçekleştirdiği tarihte mirasçı sıfatına sahip olmanın önemi yoktur. Dava açma hakkı, murisin ölümü anında mirasçı olma sıfatı taşıyan kişilerde doğar.
- Yargıtay HGK. 01.03.2000 T., 2000/126 E., 2000/143 K.: Muvazaalı işlemden sonra mirasçılık sıfatını kazanan kişinin (örneğin evlat edinilen veya murisin evlendiği kişi) dahi dava açma hakkı olduğu kabul edilmiştir.
- Yargıtay HGK. 08.06.2011 T., 2011/359 E., 2011/405 K.: 1974 İBK’ya atıf yapılarak, yalnızca temlikin yapıldığı tarihte mirasçılık sıfatını taşıyanların dava açabileceği kabulünün mümkün olmadığı ifade edilmiş, miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açabileceği belirtilmiştir.
Murisin ölümüyle miras ortaklığı oluştuğu için, mirasçılar davayı birlikte (zorunlu dava arkadaşı olarak) açmalıdır. Ancak TMK m. 640/3-4 gereği, mirasçılardan her biri terekedeki hakların korunmasını tek başına isteyebilir. Davacı, talep sonucunda ya kendi payı oranında tescil ya da terekeye iade (tüm mirasçılar adına tescil) isteyebilir.
- Yargıtay 1. HD. 16.09.2019 T., 2016/11759 E., 2019/4621 K.: Dava dışı mirasçıların muvafakatının sağlanması veya terekeye temsilci atanarak taraf teşkilinin eksiksiz sağlanması gerektiği belirtilmiştir.
- Yargıtay 1. HD. 27.03.2013 T., 2012/16505 E., 2013/4410 K.: Davacı pay oranında talep ettiği halde, talep aşılmak suretiyle dava dışı mirasçıları da kapsar biçimde iptal ve tescile karar verilmesi doğru olmadığı belirtilmiştir.
Muvazaalı işlemi devralan kişi (mirasçı veya üçüncü kişi) davalıdır. Eğer taşınmaz iyiniyetli üçüncü kişiye devredilmişse, TMK m. 1023 gereği tapu iptal ve tescil davası iyiniyetli üçüncü kişiye karşı hüküm ifade etmez. Tapu siciline güvenerek mal edinen iyiniyetli 3. kişinin kazanımı korunur. Ancak davacı, muvazaa ile malı edinen ilk kişiye karşı tazminat talep edebilir (bedelin iadesi talebi).
Mirasçılar bu davada üçüncü kişi sıfatıyla hareket ettikleri için, muvazaa iddiasını ispatlarken, HMK’nın senede karşı senetle ispat kuralına tabi olmazlar. Mirasçılar, mirasbırakanın mal kaçırma amacını tanık dahil her türlü delille ispat edebilirler. İspat külfeti, HMK m. 190 ve TMK m. 6 gereği davacıya aittir.
- Yargıtay 1. HD. 21.10.2021 T., 2021/8086 E., 2021/5927 K.: Temlikin mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfetinin davacı tarafa ait olduğu ve bedeller arasındaki farkın tek başına muvazaanın kanıtı olmadığı belirtilmiştir.
- Yargıtay HGK. 11.02.2021 T., 2017/1229 E., 2021/72 K.: Muris muvazaası hukuksal nedenine dayanan davalarda, mirasçıların üçüncü kişi sıfatıyla tanık dinletilebileceği kabul edilmektedir.
Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süre: Muris muvazaası nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davaları, geçersizliğin mutlak butlan olmasından dolayı, herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi değildir ve her zaman açılabilir.
- Yargıtay 1. HD. 09.02.2010 T., 2009/10655 E., 2010/1248 K.: Muvazaa nedeninin ortadan kalkması ya da bir zamanın geçmesi ile görünürdeki batıl işlem geçerli hale gelmez.
- Ancak çok uzun süre sonra dava açılması halinde, TMK m. 2’de düzenlenen dürüstlük kuralına aykırılık tartışması doğabilir.
- İstisna (Kadastro Kanunu): Kadastro Kanunu’nun (KK) m. 12/3 ve m. 13/1-B-a/b maddelerinde öngörülen hak düşürücü 10 yıllık süre (kadastro tespitinden itibaren), bu tür davalarda istisnai olarak uygulanabilir.
- Yargıtay 1. HD. 05.12.2012 T., 2012/10380 E., 2012/14429 K.: Kadastro tespitinden veya ilanından sonra murisin ölmesi halinde, on yıllık istisnai hak düşürücü sürenin Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü süre içinde açılması zorunluluğu vardır.
Görevli ve Yetkili Mahkeme:
- Görevli Mahkeme: Dava konusunun değeri veya miktarına bakılmaksızın Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.
- Yargıtay HGK. 10.02.2010 T., 2010/1-55 E., 2010/64 K.: Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasında, görev kamu düzenine ilişkin olduğu için, önceki bozmaya uyulmuş olsa bile uyuşmazlığın görev yönünden değerlendirilmesi mümkündür.
- Yetkili Mahkeme: Taşınmazın aynına ilişkin bir dava olduğu için, HMK m. 12 uyarınca, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.
Tenkis Davası (İndirim Davası)
Tenkis (indirim) davası, saklı paylı mirasçıların, murisin tasarruf edebileceği kısmı aşan (saklı paylarına tecavüz eden) geçerli tasarruflarının yasal sınıra indirilmesini sağlamak amacıyla açtıkları şahsi bir davadır.
Muris muvazaasında görünüşteki işlem batıl (kesin hükümsüz) olduğu için, kural olarak tenkise tabi değildir, çünkü tenkis yalnızca geçerli tasarruflara uygulanır. Ancak, mirasçı muvazaa iddiasını ispat edemezse veya bu yol ona bir fayda sağlamazsa, tenkis davası açma hakkını korur. 1987 İBK uyarınca bu iki davanın terditli (kademeli) olarak açılması mümkündür.
Tenkis davası, mutlak surette saklı paylı mirasçılar (altsoy, eş, üstsoy) tarafından açılabilir. Tenkis davası şahsi bir hak olduğundan, tapu iptal ve tescil davasının aksine, tereke temsilcisi tarafından açılamaz.
Tenkis davası, miras hukukuna özgü hak düşürücü sürelere tabidir (TMK m. 571). Saklı paylı mirasçıların tasarrufu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde ölüme bağlı tasarruflarda tasarrufun açıldığı, diğerlerinde ise murisin ölüm tarihinden itibaren on yıl içinde açılmalıdır.
Görevli ve Yetkili Mahkeme:
- Görevli Mahkeme: Muris muvazaasında olduğu gibi Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.
- Yetkili Mahkeme: Kesin yetkili mahkeme mirasbırakanın son yerleşim yeri mahkemesidir (TMK m. 576).
Ara Malikin Durumu ve Tazminat Talebi
Muris muvazaası yoluyla taşınmazı edinen mirasçının veya üçüncü kişinin (ilk el), bu taşınmazı iyiniyetli üçüncü kişilere (ara malik) devretmesi durumunda, yukarıda da belirttiğimiz gibi iyiniyetli üçüncü kişinin kazanımı Türk Medeni Kanunu (TMK) m. 1023 uyarınca korunur. Mirasçılar iyiniyetli üçüncü kişiye karşı tapu iptal ve tescil davası açamazlar ve açılan dava reddedilir.
Ancak yine yukarıda ifade ettiğimiz gibi, mirasçıların hakları tamamen ortadan kalkmaz. Davacılar, muvazaalı işlemi yapan karşı tarafa (ilk el) karşı tapu iptal ve tescil yerine, bedelin tazminini talep edebilirler. Tazminat talebi, iyiniyetli üçüncü kişiye yapılan devir tarihinde taşınmazın değeri üzerinden hesaplanır.
Yargıtay Kararı Örnekleri :
Konu | Karar Türü | Tarih | Esas No | Karar No | Açıklama | |
Temel Dayanak (İBK) | YİBK | 01.04.1974 | 1974/1 E. | 1974/2 K. | Muris muvazaasında mirasçıların, saklı paylı olsun olmasın, üçüncü kişi sıfatıyla tapu iptal ve tescil davası açabileceği. | |
Tenkis ve Muvazaa Birlikteliği (İBK) | YİBK | 22.05.1987 | 1986/4 E. | 1987/5 K. | Tapu iptal ve tescil ile tenkis davalarının terditli (kademeli) olarak açılabileceği. | |
Mal Kaçırma Amacının Tespiti | YHGK | 10.10.2012 | 2012/1-492 E. | 2012/696 K. | Muris muvazaası tanımı ve mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması hali. | |
Mal Kaçırma Amacının İspatı | Yargıtay 1. HD | 21.10.2021 | 2021/8086 E. | 2021/5927 K. | Temlikin muvazaalı olduğunu ispat külfetinin davacı tarafa ait olduğu ve bedel farkının tek başına kanıt olmadığı. | |
Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinde Muvazaa | Yargıtay 1. HD | 20.12.2018 | 2017/4646 E. | 2018/15767 K. | Murisin iradesinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması gerektiği. | |
Muvazaalı İşlem Sonrası Mirasçı Olan Kişinin Dava Hakkı | YHGK | 01.03.2000 | 2000/126 E. | 2000/143 K. | Temlikten sonra mirasçılık sıfatını kazanan kişinin (örneğin evlilik) dava açabileceği. | |
Taraf Muvazaası (Yazılı Delil) | YHGK | 05.02.1947 | 20 E. | 6 K. | Taraf muvazaasının (alacaklılardan mal kaçırma) yazılı delille ispat edilmesi zorunluluğu. | |
Uzun Süre Sonra Dava Açılması ve Dürüstlük Kuralı | Yargıtay 1. HD | 14.01.2014 | 2013/3590 E. | 2014/150 K. | Dava zamanaşımına tabi olmasa da, murisin ölümünden 40 yıl sonra dava açılmasının iyiniyet prensiplerine uygun bulunmadığı. | |
Tapu İptalinde Taraf Teşkilinin Sağlanması | Yargıtay 1. HD | 12.11.2012 | 2012/9447 E. | 2012/12794 K. | Dava dışı mirasçıların muvafakatının alınması veya terekeye temsilci atanmasının yasal zorunluluk olduğu. | |
Tapu İptal Davasında Yetkili Mahkeme | Yargıtay 1. HD | 14.05.2014 | 2013/20415 E. | 2014/9846 K. | Taşınmaza ilişkin davalarda yetkili mahkemenin taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi olduğu. | |
Bakım Borcunun İfası | Yargıtay 1. HD | 15.05.2019 | 2019/1944 E. | 2019/2965 K. | Murisin bakımı karşılığında duyulan minnet duygusu nedeniyle devir yapıldığı ve davanın reddi gerektiği. | |
Tapusuz Taşınmazlar | Yargıtay 1. HD | 11.10.2011 | 2011/5358 E. | 2011/10157 K. | Tapusuz taşınmaz devirlerinde 1974 İBK’nın uygulama yerinin bulunmadığı, tenkis hükümlerine tabi olacağı. | |
İntifa Hakkı Tesisi | Yargıtay 1. HD | 08.05.2007 | 2007/3249 E. | 2007/5128 K. | İntifa hakkı tesisinde 1974 İBK’nın uygulama yeri bulmayacağı. |
Hukuki Destek ve Vekilin Önemi
Muris Muvazaası davası, mirasçıların haklarını korumada en etkili araçtır; ancak ispatı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı kriterlerine göre yapılır ve teknik derinlik gerektirir. Vekil desteği, her iki taraf için de hayati öneme sahiptir:
- Davacı Mirasçılar için: Muvazaa iddiasının her türlü delille (karineler, ekonomik durum, satış bedeli) ispatlanması ve davaya konu işlemin tapu iptali ve tescil ile sonuçlandırılması.
- Davalı Mirasçılar için: Murisin gerçek iradesinin bakım, bağışlama veya minnet duygusu ile ivazlı devir olduğu ispatlanarak, açılan davanın reddini ve işlemin geçerliliğini savunmak.
Miras hukukunun en karmaşık davasında hak kaybı yaşamamak için, dava açma veya savunma süreçlerinde hukuk büromuzla iletişime geçebilirsiniz.