8 Ekim 2025 In Miras Hukuku

Miras Sözleşmesi

Miras Sözleşmesi, mirasbırakanın ölüme bağlı irade beyanlarını açıklayabileceği iki hukuki işlemden biridir. şekilde açıklayabilir: vasiyetname ve miras sözleşmesi. Miras sözleşmesi, vasiyetname yanında diğer bir ölüme bağlı tasarruf türüdür. Şekli anlamda bir ölüme bağlı tasarruf türü olan miras sözleşmesi, hüküm ve sonuçlarını mirasbırakanın ölümü ile doğurur.

Miras sözleşmesi, çifte nitelikli bir hukuki işlemdir. Bir ölüme bağlı tasarruf olmasının yanı sıra, aynı zamanda gerçek anlamda bir sözleşmedir. Sözleşme, tarafların karşılıklı irade açıklamaları ve bu irade açıklamalarının birbirine uygun olmasıyla kurulur. Bu çifte nitelik sebebiyle, miras sözleşmesi bir yönüyle borçlar hukuku kurallarına, diğer yönüyle de miras hukuku kurallarına tabi olmakta ve karmaşık bir yapı göstermektedir.

 

Miras Sözleşmesinin Türleri

Miras sözleşmesi, iki ana türü kapsayan üst bir kavramdır: Olumlu miras sözleşmesi ve olumsuz miras sözleşmesi (mirastan feragat sözleşmesi).

  1. Olumlu Miras Sözleşmesi

Olumlu miras sözleşmesi (TMK m. 527), mirasbırakanın karşı taraf veya üçüncü bir şahıs yararına, terekesine ilişkin olarak, bağlayıcı ölüme bağlı tasarruflarda bulunduğu sözleşmedir.

  1. Olumsuz Miras Sözleşmesi (Mirastan Feragat)

Olumsuz miras sözleşmesi, kanunda mirastan feragat sözleşmesi olarak isimlendirilir. Bu sözleşme, muhtemel mirasçının gelecekte doğacak miras haklarından feragat etmesini sağlar. Mirastan feragat sözleşmesi, yalnızca sözleşme yoluyla yapılabilen bir maddi anlamda ölüme bağlı tasarruftur.

 

Tek Taraflı – İki Taraflı Miras Sözleşmeleri

    • Tek Taraflı Miras Sözleşmesi: Yalnızca bir taraf (mirasbırakan) bağlayıcı ölüme bağlı tasarrufta bulunur; ancak sözleşmenin karşı tarafının bu tasarrufu kabul etmesi gerekir.
    • İki Taraflı Miras Sözleşmesi: Her iki taraf da kendisini bağlayan ölüme bağlı tasarruflarda bulunmaktadır. Bu sözleşmelere uygulamada genellikle eşler arasında rastlanır; eşler birbirlerini karşılıklı mirasçı atayabilirler. İki taraflı miras sözleşmesi, tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden farklıdır; zira mirasbırakan borç altına girmez, hükümler mirasbırakanın ölümüyle doğar.

İvazlı – İvazsız Miras Sözleşmeleri

      • İvazlı Miras Sözleşmesi: Mirasbırakanın yaptığı ölüme bağlı tasarrufa karşılık, diğer tarafın da bir sağlararası borç (ivaz) altına girmesidir. Bu tür sözleşmelerde, mirasbırakanın ölüme bağlı edimi ile karşı tarafın sağlararası edimi arasında bir değiş tokuş ilişkisi olduğu kabul edilir.
      • İvazsız Miras Sözleşmesi: Karşı tarafın sağlararası bir borç altına girmediği, sadece mirasbırakanın iradesini kabul ile yetindiği sözleşmedir.

 

Kurulması: Ehliyet ve Şekil Şartları

  1. Ehliyet

Miras sözleşmesi yapabilmek için mirasbırakanın ayırt etme gücüne sahip, ergin olması ve kısıtlı olmaması gerekir (TMK m. 503). Mirasbırakan tam ehliyetli olmalıdır. Mirasbırakan, bu tasarrufu bizzat yapmak zorundadır; temsil yasağı mevcuttur. Ölüme bağlı tasarrufta bulunmayan karşı taraf açısından ehliyet, genel ehliyet kurallarına tabidir.

  1. Şekil Şartı

Miras sözleşmesi, şekle bağlı bir hukuki işlemdir. Miras sözleşmesi, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK’nın 545. maddesi) gereğince resmi vasiyetname şeklinde düzenlenmelidir. Miras sözleşmesinin, hem okuma yazma bilenlerin (TMK m. 534) hem de bilmeyenlerin (TMK m. 535) resmi şeklinden biriyle yapılabileceği kabul edilir.

Miras sözleşmesi, iki taraflı bir işlem olduğundan, TMK 545/2 hükmü ile resmi vasiyetnameden ayrılan özel bir şart öngörülmüştür: “Sözleşmenin tarafları, arzularını resmi memura aynı zamanda bildirirler ve düzenlenen sözleşmeyi memurun ve iki tanığın önünde imzalarlar”. Tarafların metni tanıklar önünde imzalamaları zorunlu bir geçerlilik şartıdır. İki taraflı olumlu miras sözleşmesinde, her iki taraf da ölüme bağlı tasarrufta bulunduğundan, her iki tarafın da sözleşmenin düzenlenmesi anında bizzat hazır bulunması zorunludur.

 

Miras Sözleşmesinin İçeriği ve Kapsamı

Olumlu miras sözleşmesiyle mirasbırakan, kendisi için bağlayıcı ve tek taraflı olarak geri alınamaz tasarruflarda bulunma yükümlülüğü altına girer.

  • Mirasçı Atama (Nasbı): Mirasbırakan, mirasının tamamını veya belirli bir kesrini sözleşme yaptığı kimseye ya da üçüncü bir kişiye bırakma yükümlülüğü altına girebilir.
  • Belirli Mal Bırakma (Mal Vasiyeti): Mirasbırakan, belirli bir malını (parça borcu veya cins borcu) sözleşme yaptığı kimseye ya da üçüncü bir kişiye bırakma yükümlülüğü altına girebilir.
  • Diğer Bağlayıcı Tasarruflar: Mirasbırakan, miras sözleşmesi ile aynı zamanda mirasın paylaşımına ilişkin esas ve kurallar koyabilir.

 

Bağlayıcılık İlkesi ve Sonraki Tasarrufların Akıbeti

 

Miras sözleşmesinin temel amacı ve vasiyetnameden ayıran temel niteliği, bağlayıcı etki yaratmasıdır. Mirasbırakan, tek taraflı bir hukuki işlem olan vasiyetnameden istediğinde dönebilirken, miras sözleşmesinden kural olarak dönemez.

 

Tasarruf Hakkının Sınırlanması ve Sonraki İşlemler

Miras sözleşmesinin yapılmış olması, mirasbırakanın sözleşmenin konusuna giren hususlarda, sağlararası ya da ölüme bağlı tasarrufta bulunma hakkını engellemez. Mirasbırakan, sözleşme konusu malvarlığı üzerinde ölünceye kadar serbestçe tasarruf edebilir.

Sözleşmeyle Bağdaşmayan Ölüme Bağlı Tasarruflar

Mirasbırakanın sözleşmeden sonra yaptığı ve miras sözleşmesiyle bağdaşmayan ölüme bağlı tasarruflar (yeni vasiyetname veya başka bir miras sözleşmesi) itiraza konu olabilir. Sonradan yapılan ölüme bağlı tasarrufun vasiyetname ya da miras sözleşmesi olmasının bir önemi yoktur. Bu tasarruflar kendiliğinden batıl değildir, itiraz yoluyla iptal ettirilebilir.

  • Örnek: Miras sözleşmesiyle A’ya evini bırakan mirasbırakan, daha sonra vasiyetnameyle aynı evi B’ye bırakırsa, A bu vasiyetnameye itiraz edebilir ve iptalini isteyebilir.
  • Eğer ilk miras sözleşmesi ile sonraki sözleşme bağdaşıyorsa (örneğin A’ya evin 1/10’u, B’ye arabanın 1/10’u verilmişse), her ikisi de geçerlidir.

Sözleşmeyle Bağdaşmayan Sağlararası İvazsız Tasarruflar (Bağışlamalar)

Mirasbırakanın, sözleşme ile bağdaşmayan, sağlararası ivazsız (karşılıksız) tasarruflarına (bağışlamalarına), sözleşmenin karşı tarafı veya lehtar, mirasbırakanın ölümünden sonra itiraz edebilir (TMK m. 527/II).

  • İtirazın Hukuki Niteliği: Miras sözleşmesiyle bağdaşmayan bu tasarruflara karşı itiraz, doktrin ve uygulamada, tenkis davasına kıyasen uygulanan bir iptal davası olarak anlaşılmaktadır. İptal hakkı veya tenkis ya da iptal hakkı verilmektedir. Bu talebin sonucunda, miras sözleşmesi lehdarının hakkına tecavüz eden kısım ile sınırlı olarak tasarruf etkisiz hale getirilir (kısmi iptal/tenkis). Mahkeme kararının sonucunda, miras sözleşmesinden doğan yükümlülüklerle bağdaşmayan tasarrufların ilgili kısımlarının, sözleşmeyle bağdaşmadığı ölçüde hükümsüz hale gelmesi sağlanır.
  • Söz konusu hüküm, yalnızca bağışlamalar bakımından geçerlidir, mirasbırakanın malvarlığı değerini ivazlı olarak devretmesi halinde miras sözleşmesi lehdarı korunmamaktadır. Bu durumda, miras sözleşmesi lehdarı malvarlığı yerine geçen ivaz üzerinde, mirasın açıldığı anda terekede kaldığı kadarıyla, hak sahibi olacaktır.

Bağışlama/Sağlararası Kazandırma Kayıtlarının Saklı Tutulması

Mirasbırakan, miras sözleşmesinin karşı tarafıyla anlaşarak, miras sözleşmesinden sonraki tarihli bağışlamalarını/sağlararası kazandırmalarını saklı tutabilir. Bu kayıtla, mirasbırakan, sözleşmeyi ihlal eden sağlararası kazandırma yapma imkânı tanımakta ve bu kazandırmalara karşı miras sözleşmesi lehdarının herhangi bir iptal yoluna başvuramaması garanti altına alınmaktadır.

 

Miras Sözleşmesinin Sona Erme Halleri

Miras sözleşmesi, kendiliğinden sona erebileceği gibi, tarafların anlaşması veya kanunda belirtilen tek taraflı irade beyanı ile de sona erdirilebilir.

Tarafların Anlaşmasıyla Sona Erme

Miras sözleşmesi, tarafların yazılı anlaşmasıyla her zaman ortadan kaldırılabilir (TMK m. 546/1). Bu anlaşma için adi yazılı şekil yeterlidir. Bu anlaşma, miras sözleşmesine son verme sözleşmesi olarak adlandırılır.

Tek Taraflı İrade Beyanıyla Sona Erdirilmesi (Dönme)

Kural olarak miras sözleşmesinden tek taraflı dönülemezken, kanunda belirtilen istisnalar mevcuttur:

  • Dönme Hakkının Sözleşmede Saklı Tutulması: Taraflar, olumlu miras sözleşmesine dönme hakkına dair açık bir kayıt koyarak sözleşmeden tek taraflı olarak dönebilirler. Özellikle bu kayıt, miras sözleşmesi lehtarının beklenen menfaatinin gerçekleşmeyeceğine ilişkin, murisin sağlığında tereddüt etmesi durumunda değer kazanabilir.
  • Mirasçılıktan Çıkarma Sebeplerinin Varlığı: Lehine tasarruf yapılan kişinin, mirasbırakana karşı mirasçılıktan çıkarma sebeplerinden birini gerçekleştirmesi halinde, mirasbırakan tek taraflı olarak sözleşmeden dönebilir (TMK m. 546/2). Mirasbırakan, bu dönmeyi vasiyetname için öngörülen şekillerden biriyle gerçekleştirebilir.
  • Sağlararası İvaz Borcunun Yerine Getirilmemesi (Temerrüt): Miras sözleşmesinden doğan sağlararası ivaz borcunun yerine getirilmemesi ve güvenceye de bağlanmamış olması halinde, sağlararası edimleri isteme hakkı olan taraf, borçlar hukuku hükümlerine göre sözleşmeden dönebilir (TMK m. 547).
  1. Kendiliğinden Sona Erme (Kanun Gereği)
  • Lehtarın Mirasbırakandan Önce Ölmesi: Lehine ölüme bağlı tasarruf yapılan kişi, mirasbırakandan önce ölürse, tasarruf (sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa) kendiliğinden ortadan kalkar (TMK m. 548/1).
  • Evliliğin Boşanma veya Butlan Nedeniyle Sona Ermesi: Evliliğin boşanma kararının kesinleşmesi halinde, eşler arasındaki olumlu miras sözleşmesi, aksi kararlaştırılmamışsa, kendiliğinden ortadan kalkar.

 

Miras Sözleşmesine İlişkin Önemli Yargıtay Uygulamaları

Miras sözleşmesinin hukuki niteliğine ve geçerlilik şartlarına dair Yargıtay kararlarından öne çıkanlar şunlardır:

Konu Esas/Karar No ve Tarih Kaynak Özeti
Şekil Şartı ve Mirastan Feragat Yargıtay İBGK, E. 1958/16 K. 1959/14, T. 11.02.1959 Mirastan feragat sözleşmesi de dahil olmak üzere miras sözleşmesi, resmi vasiyet şeklinde yapılmalıdır.
Temsil Yasağı ve Geçerlilik Yargıtay 2. HD, E. 2007/6349 K. 2007/7938, T. 14.05.2007 Miras sözleşmesinde temsil yasağı mevcuttur ve mirasbırakanın vekâletname ile kendisini temsil ettirmesi hukuka aykırıdır.
Senedin Nitelendirilmesi Yargıtay 2. HD, E. 1989/9067 K. 1990/2434, T. 02.03.1990 Bir senedin vasiyetname şeklinde adlandırılmasının önem taşımadığı, unsurları mevcutsa işlemin miras sözleşmesi olarak nitelendirilmesi ve her iki irade açıklamasının geçerli kabulü, tarafların son arzularına uygun bir yorum tarzı yapılması gerektiği kararlaştırılmıştır.
Miras Sözleşmesine Aykırı İkinci Tasarruf Yargıtay İBGK, E. 1955/16 K. 1955/25, T. 07.12.1955 Miras sözleşmesi ile bağdaşmayan sonraki tasarrufların (vasiyetname veya başka miras sözleşmesi) tenkise tabi olacağı kabul edilmiştir.
Muvazaa Yargıtay HGK. 05.07.2023 tarih ve E.2022/90, K.2023/710 Mirasbırakanın alacaklılardan veya mirastan mal kaçırmak için muvazaalı bir sözleşme akdetmiş olabileceği; muvazaanın bir tespit davasına konu olabileceği belirtilmiştir.
Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi Yargıtay 2. HD. T:08.03.2005 17026/3505 Bakım alacaklısı tarafından bakım borçlusu mirasçı olarak atanmışsa bu ölünceye kadar bakma sözleşmesine miras sözleşmesi hükümleri uygulama alanı bulur.


Hukuki Destek ve Vekilin Önemi

Miras sözleşmeleri, hem şekil şartları hem de borçlar hukuku ile miras hukuku kurallarının iç içe geçtiği karmaşık yapıları nedeniyle yüksek risk taşır. Sözleşmenin hukuka uygun düzenlenmesi, murisin temsil yasağına riayet edilmesi ve sonradan yapılan tasarruflara karşı doğru hukuki yolun (tenkis/iptal) seçilmesi, mirasçıların ve lehtarların hak kaybı yaşamaması için hayati önem taşır.

Bu nedenle, miras sözleşmesi hazırlama, sözleşmenin iptali veya sözleşmeye aykırı tasarrufların tenkisi süreçlerinde uzman bir avukat ile çalışmak zorunludur. Hukuki süreçlerin doğru yönetilmesi, mirasbırakanın son arzularının tam olarak yerine getirilmesini ve hak sahiplerinin korunmasını sağlar.

Miras sözleşmelerine ilişkin her türlü hukuki danışmanlık, sözleşme hazırlığı ve dava süreçleri için büromuzla iletişime geçebilirsiniz.